Enerji, şüphesiz canlı yaşamın sürdürülebilmesi için olmazsa olmazlardandır. Artan nüfus, teknolojik gelişmeler ve kişilerin konfor beklentileri enerjiye olan ihtiyacı arttırmıştır. Ülkeler kesintisiz ve güvenli enerji kaynaklarına yönelmek durumunda kalmıştır. Böylece, enerji bireysel ihtiyaçtan çıkıp güvenlik sorunu halini de almıştır.
Ülkemizin kısıtlı enerji kaynakları ve görece yüksek ihtiyaç, bu konuda bizi dışa bağımlı hale getirmiş ve toplam gelirimizin önemli bir kısmını bölge ülkelerine aktarmak durumunda bırakmıştır. Dünyayı incelediğimizde benzer sorunların ciddi boyutlara geldiği görülmektedir.
İstisnasız tüm ülkeler varlıklarını sürdürebilmek, vatandaşlarına konfor ve güven içerisinde yaşam sunmak için ekonomik ve stratejik güce sahip olmalıdırlar. Stratejik güçlerin başında ise enerji üretim kapasitesi gelmekte. Büyüme ve kalkınma için gerekli olan üretimin sağlanması enerji kullanımı ile doğru orantılıdır. Bu bağlamda, ülkeler ihtiyaç duydukları enerjiyi en kolay, ucuz, sürekli ve kaliteli olarak sağlamak ve güvenli bir arz payında kalmak için çeşitlendirmek durumundadırlar.
Enerji kaynakları bellidir ve her geçen yıl yeni türleri veya eski türlerinin yeni uygulamalarıyla etkin üretilmesi sağlanmaya çalışılmaktadır.
Enerji eşittir para olarak kabul görmektedir. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerdeki cari açığın temel nedenlerinden birisi de enerjidir. Özellikle 1980 sonrasındaki sanayileşme ve hızlı nüfus artışı, ülkemizin enerji ihtiyacını arttırmıştır. Tedarik konusunda dışa bağımlı olan ülkemizde, enerjinin etkin ve verimli kullanılması, tasarruf tedbirlerinin arttırılması, doğru bir enerji yönetim sistematiği uygulanması şarttır. Bugün, toplam üretim maliyetlerinin yarısından fazlasının enerji maliyeti olduğu da unutulmamalıdır.
Enerjinin etkin kullanımı, maliyetinin genel ekonomi üzerindeki baskısının azaltılması, israfın önlenmesi, çevrenin korunması gibi önemli konu başlıkları tasarrufu ve enerji yönetim sistemini zorunlu kılmıştır. İlk yayını 2011’de yapılan ülkemizde de geçerli kabul edilen EN 50001 Enerji Yönetim Sistemi Standardı 2018’de günümüzdeki halini almıştır. Bu standardın en değerli yaklaşımı bana göre, enerji verimliliğini sürekli iyileştirmeyi zorunlu kılmasıdır.
Enerji Yönetim Sistemi ile ne hedeflenmektedir?
Dünya üzerinde sınırlı durumdaki enerjinin etkin kullanımı, enerjinin üretilme sürecinde çevresel duyarlılığın benimsenmesi, maliyetlerin düşürülmesi ve tüm bunlar sonunda sürdürülebilir kılınması ana hedeftir. Kurum ve kuruluşların istihdam sağlamasına yönelik dolaylı katkı da sağlayan bu sistem, enerji maliyet ve tedarik konusunda üst yönetim katkısını da sürece dahil eder. Tüm çalışanlarca anlaşılması ve sorumlulukları ölçüsünde yürütülmesi beklenir.
Planla – Uygula – Kontrol Et – Önlem Al (Tr. PUKÖ) (En.PDCA) döngüsü ISO yönetim standartlarının çalışma esası olmakla beraber tüm disiplinleri sürece dahil eder.
EnYS özellikle büyük ölçekli endüstriyel ve ticari binaların enerji performanslarını iyileştirmelerine, tüketimlerini optimize etmelerine ve operasyonel maliyetlerini azaltmalarına büyük katkı sağlar. Tüm bunlarla birlikte çevresel olumsuz etkiyi azaltmalarına, sera gazı gazı emisyonlarının düşürülmelerine büyük katkı sağlar. Bu açıdan baktığımızda sadece mühendislik yaklaşımıyla teknik bir konu olmasının yanında kurumun çevre dostu imajını güçlendirir. Düşen enerji maliyetleri sektörel rekabet gücünü de arttırarak kurum veya kuruluşun büyüme hedeflerine de yardımcı olur.
Enerji Yönetim Sistemi'nin kapsamı
İlgili kurum/ kuruluşun enerji politikasının oluşturulması, burada öncelikleri ve ulaşılması istenen hedefleri tanımlayan, sürece dahil olacak herkesin görev, yetki ve sorumluluklarının tanımlanması ile yola çıkılır.
Yazılı kurallar haline getirilerek tüm çalışanlar bilgilendirilir ve sürece dahil edilir.
Enerjinin önemiyle başlayan, erişimi ve tüketimine dair alışagelmiş davranışların iyileştirilmesi, bilinçsiz kullanımın önlenmesi amacıyla sürekli eğitim planları yapılır.
Tesisin enerji tüketim noktaları belirlenir, üzerinde iyileştirme yapılabilecek dokunuşlar gerçekleştirilir.
Tüm tesisin enerji etüdü yapılır. Bunlarla ilgili sayaç ve sistem cihazları temin edilerek sisteme dahil edilir. Konu ayrıntılı raporlanır.
Enerji genel ve ekipman/ünite bazlı tüketim ve maliyetleri takip edilir, değerlendirilerek raporları hazırlanır. Verimlilik analizleri yapılır.
Tesisin enerji ihtiyacı belirlenir, verimlilik arttırıcı projeler hazırlanır. Buna bağlı bütçe, fayda ve maliyet analizleri yapılır. Bu süreçte enerji ihtiyacı takip edilir ve iyileştirici önerilere devam edilir.
Enerji Yönetim Politikası
Şirketin varoluş hedeflerini besleyen, ulusal ve uluslararası yasal mevzuat ve düzenlemelere uygun, sürekli geliştirme ve iyileştirmeyi temel alan, üzerinde tüm çalışanların odaklanmasını gerektiren, şirkete yol gösteren önemli bir kavramdır.
Enerji yönetim politikası genel olarak iki yaklaşımdan oluşur.
Şirketin en geniş kapsamdaki enerji hedeflerinin açıklanması,
Enerji yönetiminin nasıl uygulanacağının detaylı ifade edilmesi.
Enerji yönetim politikası, şirket amaçlarının tüm paydaşlarca tek noktada benimsenmesini hedefler. Bunun için gerekli eğitim planlamaları, paydaş sorumlulukları yapılır ve kaynak ayırması garantiye alınır. Her tesisin kendine ait ihtiyaç ve tüketim noktaları bulunduğundan, bu yaklaşım her işletme için farklı bir politikası oluşturtur. Ölçülebilir, izlenebilir ve ulaşılabilir hedefleri içerir.
Özellik | İşlem |
Strateji |
|
Uygulama |
|
Yönetim |
|
Yapı |
|
Kaynaklar |
|
Raporlama |
|
留言